Biz Kimiz

 
Bizim hikayemiz Amerikalıların Belçikada ilk waffle ı tattığından ve 'yummy ...!!' diye haykırdığından 393 yıl sonra başladı. Kayseri'de 20 m2 lik bir waffle shopda daha iyi nasıl waffle yapılır ki arayışı içinde kaybolduğumuz ve yolun sonunu callebaut ile bulduğumuz doğrudur. Belçika'nın en önemli küvertür üreticisi Callebaut ile waffle yapma denemelerini gördüğümüz herkese tattırarak bir "aferin” almak bize ilham kaynağı oldu. Kimimiz için çikolata aşk, kimimiz için tutku, kimimiz için ise hayattı. Doğal,kaliteli ,daha iyi hatta en iyi waffle nasıl yapılır sorusuna "tik” atınca başka soru işaretleri uçmaya başladı etrafımızda. Sahi daha fazla ne yapılabilirdi ki ? Üstad Abidin Dino gibi mutluluğun resmini yapamazdık belki ama çikolatasını yapmamız pek hala mümkündü. Sonra yolculuk başladı. Başladı da!!!.. nasıl yapılırdı ki çikolata? Bir üstadın sözünden yola çıkarak büyüyen hayalimiz için çalışmaya başkadık. Soru işaretlerini sildikteker teker. Sildikçe mutlu olduk da bu kez başka bir soru beliriverdi; küvettür ne olacaktı peki? Çünkü ne 'Umpa Lumpa' lar vardı bizde bütün sorunları çözecek arada çılgın danslarıyla neşe katacak, ne de çikolatadan şelaleler.... Bir flashback ile bu sorun da çözülmüş oldu. Yolun sonu yine yeniden Belçika'ya ; Barry- Callebaut a çıkıyordu. Şefin var mı ? Var. Küvertürün var mı? Var var ? Ne duruyorsun diye şarkılar söylemeye başladı ki! dış ses; o işler öyle olmuyor diye kapatıverdi müziği. Çalışmaya devam.. 
 
12 ay boyunca okuma yazmayı yeni öğrenen bir çocuğun hevesinde, TUS u kazanmaya çalışan bir doktorun disiplini ile çalışıldı, çikolatalar yapıldı, yapıldı yapıldı, tadıldı. Hedef hep bir önceki çikolatanın daha iyisini yapmaktı. Bu değil, bu değil, bu hiç değil modunda didinirken . yeni yeni reçeteler denendi, Reçetelerin içinde kaybolundu. Bu arada dünya dönmeye devam etmiş :Aziz Sancar nobel almış, 17.000 küsür haberle en çok konuşulan Cem Yılmaz olmuştu. Biz mütevazi atölyemizde Ella Fitzgerald fonunda çalışmaya devam etmiştik. Ve günün birinde oldu, yaptığımız her çikolataya iç sesten onay geldiğinde " hazırız artık” diye haykırdık, dudağımızın kenarında kalan çikolatayı silmeden. Ve takvim 3 haziran 2016 yı gösterdiğinde bayram sabahına uyanan bir çocuk gibi uyandık, keyifli bir telaşla hazırlandık ve Kayseri mix avm deki cafemizin kapılarını yorgun ama çoşkulu bir şekilde açtık. 1000 kişinin üzerindeki genel tabirle misafirlerimiz ama bizim için jüri üyelerimizin de çikolata dolabının önüne geldiklerinde yüzlerine yayılan sıcak gülümsemenin ,tadım yapıldığında mutluluğa dönüştüğünü gördüğümüzde bir fotoğraf sanatçısı bizim fotoğrafımızı çekip mutluluğun fotoğrafını çektim diyebilirdi pekala.
 
Hobimizden meslek edinmiş bizler huşu içinde çikolatalarımızı yaparken Vanilin Chocolate artık Kayseri'ye sığmamaya başladı. Arkamızda ilgisiyle iteleyen Kayseri, kucağını açıp gel gel diye çağıran İstanbul'un nidalarına kayıtsız kalamazdık elbet, Vanilin büyümüştü ve kabına, kabuğuna sığmıyordu. Haydarpaşa da tahta bavulumuzla denizin karşısına geçip ; Seni yeneceğiz istanbul...!' demedik elbette, çünkü biz istanbul'a savaşmaya değil gerçek çikolata tattırmaya geldik. Çünkü bugünlerde ahşap ve rengarenk evleri ile meşhur Kuzguncuk ta , tarihi bir binada istanbul'lu lar ile hikayenin devamını yazmaktayız. Tüm Türkiye'yi hikayemize ortak etme gayesi ile katkısız, doğal , günlük çikolatalarımızın ulaşabileceği her noktaya ulaşmaya çalışıyor , büyük usta Abidin Dino'ya her yaptığımız çikolata ile selam çakıyoruz.
 
 

IdeaSoft® | E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.